top of page
Yazarın fotoğrafıGökhan Sarı

NAFAKA NEDİR? NAFAKA ÇEŞİTLERİ NELERDİR? NAFAKA NASIL ALINIR?

Güncelleme tarihi: 19 Kas 2020



NAFAKA NEDİR? NAFAKA HUKUKİ OLARAK NEYİ İFADE ETMEKTEDİR?

Nafaka kelimesi, Türk Dil Kurumu’nda ilk olarak “Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik.” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Dil Kurumu, nafaka kelimesinin ikinci tanımı ise “Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık.” olarak açıklamıştır. Bizim yazımızda ele aldığımız nafaka kavramı yapılan ikinci tanıma karşılık düşmektedir.

Boşanma davası sürerken veya boşanmadan sonra, maddi olarak zorluğa düşecek olan kişiye düzenli olarak her ay ödenmesi gereken parasal değere nafaka denir.


NAFAKANIN ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun hükümleri incelendiğinde hukukumuzda 4 çeşit nafaka çeşidi olduğu görülecektir:

  1. Tedbir Nafakası

  2. Yoksulluk Nafakası

  3. İştirak Nafakası

  4. Yardım Nafakası


NAFAKA ALMA ŞARTLARI NELERDİR?

Türk Medeni Kanunu’nda 4 çeşit nafaka çeşidinin bulunduğunu bir önceki sorumuzda cevaplamıştık. Kanunumuz her nafaka türü için farklı şartlar öngörmüştür. Tüm bu şartlar yazımızda tek tek açıklanmış olup bu şartların yerine getirildiği durumlarda nafaka alınabilmektedir.


TEDBİR NAFAKASI NEDİR?

Tedbir nafakası hâkimin geçici önlemler alma konusunda kullandığı yetkinin bir sonucudur. Boşanma davası esnasında veya boşanma davasından evvel istenebilen, özellikle eşlerin barınma, geçinme ve çocuklarının bakım ve giderlerini karşılama amacıyla takdir edilen nafakalardır.

Tedbir nafakası hâkim tarafından gerek eşin gerekse müşterek çocukların (18 yaşından küçük olan çocuklar için) lehine verilebilir. Hâkim koşulları inceleyip gerekli gördüğünde, taraflar tarafından talep edilmeden de tedbir nafakasına hükmedebilir. Tedbir nafakası bu özelliği ile yoksulluk nafakasından farklılık göstermektedir.

Mahkemenin tedbir nafakasına hükmedebilmesi için kişinin, eşinden ayrı yaşadığını ve ayrı yaşamasının haklı sebeplere dayandığını ispat etmesi gereklidir. Boşanma davasında tedbir nafakası dava tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır.

Tedbir nafakası, boşanma davası kararının kesinleşmesi ile kendiliğinden son bulacaktır. Tedbir nafakası takdir edilirken tarafların kusur oranlarına bakılmamaktadır.


TEDBİR NAFAKASI NE KADARLIK BİR SÜRE İÇİN BAĞLANMAKTADIR?

Çekişmeli boşanma davasından önce açılan tedbir nafakası davalarında mahkeme yeni bir karar hükmedene dek tedbir nafakası devam edecektir. Var olan koşulların değişmesi durumunda ve taraflardan birinin yönelteceği uyarlama davası ile birlikte hâkim tarafından nafaka miktarı artırılıp azaltılabilir veyahut tedbir nafakasının koşulları ortadan kalkmış işe tamamen ortadan kaldırılabilir.

Tedbir nafakasında değişiklik yapma amacıyla açılan uyarlama davalarında ilk karara hükmeden Aile Mahkemesi yetkilidir. Fakat tarafların yerleşim yeri adresleri değişmiş ise yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yeni yerleşim yeri mahkemesi olacaktır.

Çekişmeli boşanma davası yürütülürken hükmedilen tedbir nafakası, kural olarak bu dava sonucunda verilen karar kesinleşene kadar devam edecektir. Ancak boşanma davası esnasında koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin talebiyle mahkeme tedbir nafakasının miktarında değişiklik yapabilir. Tarafların ölümü, haklarında gaiplik kararı alınması gibi durumlarda tedbir nafakası sona erecektir. Yine nafaka alan eşin başkasıyla düzenli bir hayat yaşamaya başlaması halinde de bu durumun tespit edilmesiyle mahkemece tedbir nafakası sona erecektir. Çekişmeli boşanma davasından veyahut tedbir nafakasından feragat edilmesi durumunda da, feragat tarihinden itibaren tedbir nafakası yükümlülüğü sona erecektir.

Boşanma davasının kararı kesinleştikten sonra tedbir nafakası tamamen kalkmakta veyahut yoksulluk ve iştirak nafakası şeklinde devam etmektedir. Mahkemeler tedbir nafakasını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını kolluk marifetiyle araştırıp sonucunu öğrendikten sonra takdir etmektedir.


BOŞANMA DAVASI AÇILMADAN ÖNCE TEDBİR NAFAKASI DAVASI AÇILABİLİNİR Mİ?

Boşanma davası açılmadan da eşlerden birinin tedbir nafakası talep etmesi mümkündür. Burada tedbir nafakası talep eden eşin ayrı yaşama hususunda haklı olduğunu ispatlaması gerekmektedir. Tedbir nafakası talep eden eş, haklılığını her türlü delil ile ispat edebilmektedir. Eşlerin birlikte yaşaması haklı sebebe dayanıyorsa, eşlerden birinin istemi üzerine, birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin önlemleri hâkim alacaktır.

Tedbir nafakasını talep eden eş bu talebini eşlerden birisinin yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’nde açabilir. Açılacak bu tedbir nafakası talepli dava nispi harca tabidir. Söz konusu nispi harç, talep edilen yıllık nafaka miktarı üzerinden alınacaktır. Talep eden eş, müşterek çocuklar ile birlikte yaşıyorsa onlar için de tedbir nafakası talep edebilir. Koşullar değiştiğinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır.


BOŞANMA DAVASI İLE BİRLİKTE TEDBİR NAFAKASI TALEP EDİLEBİLİNİR Mİ?

Boşanma davası açıldıktan sonra da eş ve müşterek çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilebilir. Boşanma davasının açılmasıyla taraflar ayrı yaşama hakkını elde ederler. Türk Medeni Kanunu’nu 169. maddesi’nde “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.” şeklinde açıklama yapılmış ve hâkimin kendiliğinden önlem alabileceği belirtilmiştir.

Bilindiği gibi tedbir nafakası hem eş hem de ergin olmayan ya da ergin olmuş olsa bile eğitimine devam eden çocuklar için hükmedilmektedir. Tedbir nafakası geçici olma niteliği taşımaktadır. Bu sebeple tedbir nafakası hükmedilirken nafaka yükümlüsünün kusurlu olması şartı aranmamaktadır. Hâkim tedbir nafakasına hükmederken tarafların ekonomik durumlarını göz önünde bulunduracaktır.

Hâkim, tedbir nafakasına kendiliğinden hükmedebilmektedir. Fakat taraflardan birisinin tedbir nafakası hususunda talebi bulunuyorsa hâkim taleple bağlılık ilkesi gereğince talep edilen miktardan fazlasına ilişkin hüküm kuramayacaktır. Davanın devamı esnasında koşulların değişmesiyle birlikte takdir edilen bu tedbir nafakasının artırılması veyahut azaltılması gündeme gelebilir.

Mahkeme tarafından kabul edilen tedbir nafakası boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesine kadar devam edecektir. Boşanma davası kararının kesinleşmesiyle tedbir nafakası, tamamen ortadan kalkar ya da yoksulluk veya iştirak nafakası olarak devam eder.


TEDBİR NAFAKASI NASIL HESAPLANMAKTADIR?

Türk Medeni Kanunu tedbir nafakasını takdir etme yetkisini hâkime vermiştir. Hâkim bu takdir yetkisini kullanırken kanunda açıklanan ölçütleri göz önünde bulundurmalıdır. Bu hususta eşlerin barınma, geçim, müşterek çocukların bakım ve korunma ihtiyaçları mutlaka mahkemece gözetilmelidir. Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapılmasının akabinde hâkim tarafların iş hayatı, aldıkları maaş, aylık kira giderleri, malvarlıkları, ulaşım giderleri, sağlık durumları gibi birçok hususta bilgi sahibi olacak ve bu doğrultuda nafaka borçlusunun mali gücü oranında belirli miktarda nafakaya hükmedecektir.


TEDBİR NAFAKASI ÖDENMEZSE NE OLACAKTIR?

Nafaka borçlusu, tedbir nafakasını ödemez ise nafaka alacaklısı icra takibi başlatarak cebri icra yoluyla nafaka alacağını tahsil etme yoluna gidebilir. Tedbir nafakası, geçici tedbir niteliği taşımakta yani ilam niteliği taşımamaktadır. Bu sebepten ötürü İcra İflas Kanunu madde 344’te öngörülen, nafaka borcunun nafaka borçlusunun ödememesi halinde hükmedilen disiplin hapsi cezası söz konusu olmayacaktır. Yani tedbir nafakasını ödemeyen borçlunun cezai anlamda bir sorumluluğu bulunmamaktadır.


İŞTİRAK NAFAKASI NEDİR? İŞTİRAK NAFAKASI DAVASI KİMLER TARAFINDAN NASIL AÇILMAKTADIR?

Boşanma, ayrılık veya evliliğin butlanına ilişkin karar verilmesinden sonra, velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin, velayet hakkı kendisine verilen eşe müşterek çocuğun veya çocukların bakım, eğitim ve sağlık giderleri için gücü oranında aylık olarak ödemesi gereken paraya iştirak nafakası denir. İştirak nafakasına hükmedilebilmesi için müşterek çocukların velayetini elinde bulunduran eşi bu doğrultuda talepte bulunması gereklidir. Ayrıca ayırt etme gücüne sahip olan çocuğun da kendisi için iştirak nafakasına hükmedilmesi amacıyla talepte bulunması mümkündür.

Boşanma davasında daha evvelden hükmedilen tedbir nafakası, boşanma davası kararının kesinleşmesi ile birlikte yeniden hüküm kurularak iştirak nafakasına dönüştürülür.


İŞTİRAK NAFAKASI NASIL HESAPLANMAKTADIR?

İştirak nafakasını takdir etmek yetkisi hâkime verilmiştir. Hâkim bu yetkisini kullanırken Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hususları dikkate almalıdır. Çocuk için ödenecek olan iştirak nafakasının miktarı hesaplanırken; müşterek çocukların yaşları, eğitim durumları, hayatın devamını sağlayan günlük ihtiyaçlar ve ebeveynlerin maddi durumları mutlaka gözetilmelidir. Çocukların her eğitim seviyesinde ihtiyaçlarının farklılık gösterdiği düşünüldüğünde, nafaka takdirinin de çocukların hangi eğitim çağında olduğu göz önüne alınarak yapılması gerekmektedir.

Türk Medeni Kanu’nun 182. Maddesi’nde hâkimin irat şeklinde ödenmesine karar verdiği iştirak nafakasının ilerleyen senelerde hangi miktarda artırılacağını belirtebileceği açıklanmıştır. Bu artış miktarı hâkimin yararlanacağı TEFE-TÜFE, DİE, Döviz Artış Kuru, Altın Fiyatları gibi fiyat endekslerine göre belirlenecektir. Bu fiyat endeksleri eğer mahkemenin kararında yer almıyorsa şartların değiştiğini ileriye süren taraf uyarlama davası açarak nafaka miktarının değiştirilmesini talep edebilir. Uyarlama davasında davayı yönelten davacının haklı ve somut bir gerekçesinin olması oldukça önem teşkil etmektedir.


İŞTİRAK NAFAKASI MÜŞTEREK ÇOCUK KAÇ YAŞINA GELENE KADAR ÖDENİR?

Türk Medeni Kanunu’nun 328. maddesine göre, anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar yani çocuğun 18 yaşını doldurması, ya da mahkeme kararıyla ergin kılınmasına kadar iştirak nafakası devam edecektir. Çocuğun ergin olduğu halde, eğitimi hala devam ediyorsa, anne ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yani iştirak nafakasını ödemekle yükümlüdürler.


İŞTİRAK NAFAKSI HANGİ DURUMLARDA VE NE ZAMAN SONA ERER?

İştirak nafakası hukukumuzda birden çok sebepten ötürü sona ermektedir. Bunlar; nafaka borçlusunun vefat etmesi, çocuğun ergin olduktan sonra eğitimine devam etmemesi ve çocuğun evlenmesi gibi durumlardır.


İŞTİRAK NAFAKASI ÖDENMEZSE NE OLUR?

İştirak nafakasının ödenmemesi durumunda, nafaka alacaklısı yasal haklarından biri olan icra takibi başlatma hakkını kullanarak nafaka borçlusuna icra takibini yöneltebilir. Kanun koyucu iştirak nafakası alacağını sıradan alacaklardan daha nitelikli şekilde düzenlemiştir. Nafaka borçlusunun birden fazla borcu bulunuyorsa, nafaka alacakları bu borçlar arasında sıra cetvelinde birinci sırayı alır. Dolayısıyla nafaka borçlusuna yapılan her türlü icra işleminin sonucunda elde edilecek paradan öncelikle nafaka alacaklısı faydalanacaktır. Nafaka alacaklarının tahsili amacıyla emekli maaşlarına haciz konulabilmektedir. Nafaka borçlusunun maaşından nafaka alacağının aylık miktarının tamamı kesilerek tahsil edilir. Nafaka borçlusunun maaşında daha evvelden haciz olsa bile, aylık nafaka miktarı önceki hacizlerden bağımsız olarak maaştan kesilecektir.

Nafaka borçlusu, aylık nafaka bedelini ödemez ise nafaka alacaklısının şikâyeti üzerine, diğer koşulların da varlığı halinde, İcra İflas Kanunu’nun 344. maddesine göre 3 aya kadar tazyik hapsine mahkûm edilecektir.


YOKSULLUK NAFAKASI NEDİR?

Evliliğin boşanma kararı ile sona ermesi nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eş lehine ve diğer eşin aleyhine hükmedilen nafaka türüdür.


YOKSULLUK NAFAKASI DAVASININ HUKUKİ NİTELİĞİ NEDİR?

Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi’nde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği belirtilmiştir.

Yoksulluk nafakası, tarafların eşit kusurlu olduğu ya da nafaka yükümlüsünün hiç kusurunun olmadığı durumlarda bile hâkim tarafından hükmedilebilir. Yoksulluk nafakası sadece nafakayı talep eden tarafın diğer taraftan daha ağır kusurlu olduğu durumlarda hükmedilmeyecektir. Yoksulluk nafakasını talep eden taraf, diğer taraftan daha az kusurluysa ya da aynı kusur seviyesine sahipse yoksulluk nafakasına hükmedilecektir.


YOKSULLUK NAFAKASI HANGİ HALLERDE VE NE ŞEKİLDE TALEP EDİLEBİLİR?

Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi’nde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği belirtilmiştir.


YOKSULLUK NAFAKASININ SÜRESİ NE KADARDIR?

Yoksulluk nafakası süresiz olarak hükmedilmektedir. Ancak, nafaka alacaklısının evlendiği ve taraflardan birinin vefat ettiği hallerde kendiliğinden sona erecektir. Ayrıca nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalkması, nafaka alacaklısının fiilen evliymiş gibi başka birisiyle birlikte yaşaması ve onursuz bir hayat sürmesi halinde de mahkeme kararı ile sona ermektedir.


YOKSULLUK NAFAKASI NE ŞEKİLDE ÖDENİR VE ARTIRILMASI MÜMKÜN MÜDÜR?

Yoksulluk nafakası durumun gereklerine göre toptan veya irat biçiminde ödenecektir.

Türk Medeni Kanunu’nun 176. Maddesi’nin son fıkrasında, tarafların talebi halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğinin hâkim tarafından karara bağlanabileceği izah edilmiştir. Hâkim bu karara hükmederken TEFE-TÜFE, DİE, Döviz Artış Kuru, Altın Fiyatları gibi fiyat endekslerinden yararlanabilmektedir.


YARDIM NAFAKASI NEDİR?

Yardım nafakası bir kimsenin, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan altsoy ve üstsoy ile kardeşlerine ödediği nafaka türüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 346. maddesi’nde açıklanmıştır. Yardım nafakasının boşanma davaları ya da evlilik kurumuyla bir alakası bulunmamaktadır.


NAFAKA DAVASININ HUKUKİ NİTELİĞİ NEDİR? NAFAKA DAVASI NASIL AÇILIR? NAFAKA NASIL İSTENMEKTEDİR?

Nafaka, boşanma davası sırasında istenebilir. Yoksulluk nafakası, eğer boşanma davası esnasında istenmediyse boşanma davası kesinleştikten sonra en geç 1 yıl içinde istenmesi gerekmektedir. Nafaka davası açabilmek için boşanma davası açmak şart değildir. Eski eş eğer evle ilgili yükümlüklerini yerine getirmiyorsa, evlilik birliği içerisinde de nafaka için dava açılabilir.


NAFAKA ALACAKLARINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ NE KADARDIR?

Nafaka kararının hükmedildiği mahkeme kararları, diğer mahkeme kararları gibi son işlem tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabii değildir. Yani, yoksulluk alacağına ilişkin mahkeme ilamlarının üzerinden 10 yıl geçmiş olsa bile bu mahkeme kararları geçerliliğini koruyacaktır. Fakat biriken nafaka alacaklarının üzerinden 10 yıl geçmekle birlikte mahkeme ilamı zamanaşımına uğramasa bile biriken nafaka alacakları zamanaşımına uğrayacaktır.


NAFAKA MİKTARININ ARTIRILMASI (ÇOĞALTILMASI) MÜMKÜN MÜDÜR?

Nafaka miktarının artırılması mümkündür. Nafaka miktarı belirli durumlarda mahkeme kararı ile artırılabilir. Örneğin, nafaka alacaklısının ekonomik durumunun bozulması, ihtiyaçlarının artması, paranın alım gücünün düşmesi neticesinde nafakanın ihtiyaçlara yetmeyecek duruma gelmesi, nafaka borçlusunun ekonomik durumunun daha iyi hale gelmesi veya iştirak nafakası söz konusu olduğunda müşterek çocukların giderlerinin çoğalması gibi durumlarda mahkeme kararıyla nafaka miktarının artırılması mümkündür.


NAFAKA MİKTARININ AZALTILMASI (İNDİRİLMESİ) MÜMKÜN MÜDÜR?

Nafaka miktarının azaltılması da mümkündür. Hayatın akışı içerisinde değişiklik gösteren koşullar sonucunda nafaka yükümlüsü nafaka miktarının azaltılmasını talep edebilir ve bunun için nafakanın azaltılması davası açabilir. Nafaka yükümlüsünün işinin değişmesi, işyerinin iflas etmesi ve bunun gibi gelirinin azaldığının somut şekilde ortaya koyulduğu durumlarda nafakanın azaltılması sağlanabilmektedir.


NAFAKA BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN YASAL KURALLAR NELERDİR? NAFAKA ÖDEMEYEN KİŞİ CEZA ALIR MI?

İcra İflas Kanunu’nun 344. maddesi’nde, nafaka borçlusunun mahkeme kararına aykırı olarak nafaka borcunu ödememesi halinde, şikâyet edildiği takdirde, 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Nafaka alacakları sıra cetvelinde 1. sırada yer alırlar. Birikmiş nafaka alacakları bu kuralın istisnasını oluşturmaktadır.

Normal icra takiplerinde borçlunun borcunu ödememesi üzerine gerçekleştirilen maaş haczi işleminde borçlunun maaşının 1/4'ine haciz konulabilmektedir. Ancak nafaka alacağına ilişkin olarak gerçekleştirilen takiplerde, aylık nafaka alacağının tamamı için, borçlunun izni aranmaksızın maaşına haciz işlemi uygulanabilmektedir.

Diğer icra takiplerinde, emekli olan borçluların emekli maaşına haciz konulamazken nafaka borçlusunun emekli maaşına haciz konulabilir.

Tüm bu düzenlemeler kanun koyucu tarafından nafakanın kolay ve kısa yoldan tahsilini sağlamak amacıyla yapılmıştır.


NAFAKA DAVASI BOŞANMA DAVASINDAN AYRI BİR DAVA OLARAK AÇILABİLİNİR Mİ?

Boşanma davasında nafaka talebinde bulunulabileceği gibi, boşanma davasından ayrı olarak nafaka davası açılabilmesi de mümkündür. Nafaka davalarında görevli olan mahkeme Aile Mahkemeleri’dir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakacaktır.


MAHKEME TARAFINDAN TAKDİR EDİLEN NAFAKA, NAFAKA BORÇLUSU TARAFINDAN NASIL ÖDENECEKTİR?

Nafaka borçlusu hakkında nafaka alacağına ilişkin olarak icra takibi başlatılmamışsa açıklama yaparak nafaka borçlusunun banka hesabına ödeme yapılabilir. Eğer nafaka borçlusu hakkında icra takibi başlatılmışsa nafaka borcu ya ilgili icra dairesinin banka hesabına ya da nafaka alacaklısının avukatının banka hesabına ödenebilir.

Elden yapılan nafaka borcu ödemelerinde, ispat açısından büyük problemler ortaya çıkmaktadır.


BOŞANMA DAVASI SONUCUNDA KİMLER NAFAKA ALABİLİR?

Yazımızda da açıklamış olduğumuz gibi her nafaka türünün kendine özgü şartları bulunmaktadır. Bu şartların sağlandığı durumlarda nafaka alınması mümkün olacaktır. Boşanma davasının devamı esnasında ve boşanma davası sona erdikten sonra şu kişiler nafaka alabilecektir:

  • Düzensiz geliri olan, düşük geliri olan veya hiç geliri olmayan kişiler,

  • İş akdini sonlandırmış veya işten çıkartılmış olan kişiler,

  • Asgari ücret karşılığında çalışan kişiler yoksulluk nafakası alabilir.


BOŞANMA DAVASI SONUCUNDA KİMLER NAFAKA ALAMAZ?

Boşanma davası sona erdikten sonra nafaka alamayacak kişiler şöyle sıralanabilir:

  • Düzenli geliri olan ve bu sebepten ötürü maddi zorluk çekmeyecek kişiler,

  • Belirli bir mesleği olup kendi arzusuyla mesleğini icra etmekten vazgeçen kişiler,

  • Bankada belirli bir mevduat hesabı olup düzenli faiz geliri bulunan kişiler,

  • Maddi açıdan eşiyle aynı gelire sahip veya eşinden daha fazla geliri bulunan kişiler yoksulluk nafakası alamaz.


NAFAKANIN İPTAL EDİLMESİ MÜMKÜN MÜDÜR?

Türk Medeni Kanunu, belirli şartların varlığı halinde, nafaka borçlusuna nafakanın iptaline ilişkin dava açma hakkı tanımaktadır. Nafakanın kaldırılması için belirli şartların varlığı gerekir. Örneğin nafaka ödenen eski eşin bir başkası ile birlikte yaşıyor olması nafakanın iptali için geçerli bir sebeptir. Aynı şekilde nafaka alacaklısı eş, yeni bir iş edinmiş ve artık düzenli bir gelir sahibi olmuşsa bu durumda da nafakanın iptal edilmesi mümkün olacaktır. Yani bu ve benzeri gibi nafaka alacaklısının yaşam standartlarının yükseldiğini gösteren sebepler, somut deliller ile birlikte ortaya koyulduğunda nafakanın iptal edilmesi mümkündür.


ÖDENMEYEN NAFAKA NASIL TAHSİL EDİLİR?

Nafaka borçlusu geçmişe dönük olarak nafaka borcunu ödememişse yani birikmiş nafaka borcu bulunuyorsa, nafaka alacaklısının icra takibi başlatarak tahsil işlemi yapması gereklidir. İcra takibi mahiyeti itibariyle teknik bir husus olduğundan bu takibin icra hukuku konusunda uzman bir avukat aracılığıyla gerçekleştirilmesi hak kaybı yaşanmasını önleyecektir.


ÇALIŞAN VEYA MADDİ GELİRİ OLAN KİŞİ NAFAKA ALABİLİR Mİ?

Kişinin yoksulluk nafakası alabilmesi için mahkeme tarafından değerlendirilen en önemli kriter elde ettiği geliridir. Eğer şahıs yarı zamanlı şekilde çalışıyor ya da düzenli gelir getirmeyen bir işte çalışıyorsa yoksulluk nafakası alabilir. Eğer kişinin düzenli bir geliri bulunuyorsa ve bu sebepten ötürü maddi sıkıntı çekmeyeceği aşikarsa yoksulluk nafakası alamayacaktır.

İştirak nafakası müşterek çocuklar için takdir edildiğinden velayet sahibinin çalışıp çalışmaması önem teşkil etmemektedir.

Yoksulluk nafakası hükmedilirken gerekli olan koşullardan ilki “yoksulluk nafakasını talep eden tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması” ve ikincisi “yoksulluk nafakasını talep eden tarafın kusurunun daha ağır olmaması”dır. Bu koşullar bir arada değerlendirildiğinde kadının gelir elde ediyor olması yoksulluk nafakası bağlanmasına engel teşkil etmiyorsa kadının geliri sadece yoksulluk nafakasının miktarı için önem teşkil edecektir.


BOŞANMA DAVASI SONUCUNDA KUSURLU KABUL EDİLEN EŞ NAFAKA ALABİLİR Mİ?

Evlilik birliğinin sona ermesi için açılmış boşanma davalarında, her iki taraf da boşanma nedenlerini öne sürecek, hâkim de tarafların kusurları doğrultusunda ve boşanma sebeplerinin varlığı halinde boşanmaya karar verecektir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davalarında eşlerden biri diğerinden daha ağır kusurlu olabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi gereği daha ağır kusurlu olan eş yoksulluk nafakasına hak kazanamayacaktır.


 

Avukat Gökhan Sarı Hukuk Bürosu

Hukuki sorunlarınıza dair her türlü görüş, yorum ve sorularınızı sitemiz üzerinde bulunan Whatsapp iletişim butonunu kullanarak bize yöneltebilirsiniz.

 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page